SEÇİM Mİ, SANDIK MI?
- Kent Siyaset
- 28 Mar 2019
- 2 dakikada okunur
Seçimler yaklaşınca kısa bir siyasi analiz yapmak mecburiyet duygusu üretti.
İktidar ve muhalefet sandıktan birinci çıkmanın yollarını arşınlamaya devam ediyor. Klasik bir söylem; “bu seçimin geçmiş seçimlerden farklı olduğu bir gerçek.” Bunun üzerine her türlü laf ve söz eklenebilir. Sağ seçmen, olanaklarını pekiştiren iktidara sarılmaya devam ediyor. İktidar partisi vitrin değiştirmeyi başardı. Milliyetçilik ve muhafazakarlık çizgisini koruyarak feodal ilişkilerini daha da büyüttü.
İktidar partisi devlet olanaklarına ek olarak, yeni konsolide söylemler geliştirerek seçmenini diri tutmaya çalışıyor. Eş, dost, akraba ilişkileriyle belediye başkanlığına aday gösterilenler, belediye meclis üyeliklerine aday gösterilenler olmasına rağmen tonu yüksek bir tartışma yoktur.
Ana muhalefet partisi ise örgüt dinamiğini oluşturan değerlerini yerle bir eden adımlar attı. Parti yetkili kurulları araştırmaları ve verileri kullanarak adaylaştırma sürecini yönetmedi. Parti Meclisi ve MYK pasifleştirildi. Parti meclisi özgür iradesini kullanamadı. Sanki partinin yetkili organlarının yerini başka bir görünmezlik almış.
Parti sağ ve muhafazakar seçmenin oyunu almak için politik-siyasal çalışmalar yerine sağcı ve liberal isimleri adaylaştırdı. Kolaycı bir yol seçmek siyasi beceriksizliği değiştirmez. Sağcı adaylar hem belediye başkanlıkları için hemde belediye meclisleri için listelere konuldu. Adeta şaşkınlıklar yaratan bir liste oluştu. Bir listede; sağcı, solcu, faşist, dindar ve hatta kadına şiddet uygulamış isimler yer alıyor. Bunun neresi siyaset anlaşılır gibi değildir. Eskiden CHPyi tanımlamak kolaydı ve bir güven çizgisi vardı. Ama şimdi et kemikten ayrılmış görünüyor...
Kafa karıştırıcı ortaklıklar yüzünden seçmende kararsızlık başladı. CHP, merkez sağ parti olmaya çalışan İyi Partiyle yaptığı ortaklıklar pek sandık heyecanı yaratamadı. Kalıcı siyasal alanın inşası anlamına gelmeyecek sandık dayanışması yapıldığını söyleyebiliriz. Oy klonlanması pekte kolay değildir. Konsolidasyon sağlamak sol partilerde pek mümkün değildir. Tersi yapılmalıdır. Değerlerin kapsama alanı genişletilmelidir.
İttifaklar ve seçmen klonlanmak farklı toplumsal reaksiyonları beraberinde getirir. Hatta bazen tam tersi siyasi alanın yoksullaşmasana neden olacak bir adımdır bu. CHP büyük risk alarak ideolojiyi ve siyaseti yok sayan adımlar atmıştır.
Peki liberalleşerek veya sağlaşarak sol bir parti büyütülür mü? Yada kalıcı olur mu?
Comments